Bu işin büyük küçük işletmesi yok. Hemen herkesin ortak sorusu : Bu inek neden kızmıyor? Bir türlü kızana gelmedi? Kızgınlık göstermeme bütün işletmelerin ortak sorunu. Önce bir sakin olun, hep beraber bu işi üstesinden gelebiliriz.
Aslında burada sorulması gerek soru, acaba bu inek kızıyorda biz mi kaçırıyoruz? Bu soruyu sorduğum zaman, on yıllardır bu işle uğraşan çiftçi abimiz bana ters ters bakıyor. Ne yani onun tecrübesini mi sorguluyorum! Tabii ki hayır. Durun bir dinleyin.
Hiç de küçümsenmeyecek bir sıklıkta, ülkemizde rahim iltihabı, metritis ve yumurtalık kistleri vakaları görülmektedir. Rahim iltihabı tespit edildikten sonra ilaçla tedavisi oldukça kolay ve hızlıca çözüm kavuşur. Yumurtalık kistlerinin farklı halleri olabilir, ama çoğunlukla bir veteriner el attığı zaman hızlıca işi bitirir. Metritis ise en sıkıntılı konu, uterus yangısı olarak da bilinir. Metritis’i tecrübeli bir veteriner eline bırakmakta fayda var.
Kızgınlık göstermiyor derken ne kadar emin olabiliriz? Şimdi bu hayvan aslında kızıyor da olabilir, ama bakın şu sebepler kızgınlığı gözden kaçıyor :
Peki bu işi çözmek için nereden başlamalı? Bunu hemen bugünden yarına çözmeye çalışmayın, tüm hayvanları muayene ettirmek pahalı olacaktır. Onun yerine bazı alışkanlıkları geliştirmeniz gerekiyor. Öncelikle olmazsa olmazı günde 6 defa en az 15 dakika sürü işten anlayan biri tarafından gözlemlenmelidir. Eğer bunu yapacak gücünüz yoksa, ya da yapılmasını tembih ettiğiniz kişilerden tam da emin olamıyorsanız, size teknolojik bir yardımcı önerebilirim. Kızgınlık tespitinde kullanılan aktivitemetreler ile %90’lara varan oranlarda kızgınlığı yakalarsanız, hem artık öyle eskisi gibi pahalı da değil, her boy işletmeye çözüm sunan firmalar var. Eğer bu teknolojiye rağmen hala kızgınlık tespit edilmiyorsa, artık sorun ineğin kendisindedir diyerek daha ciddi bir muayene için para harcayabilirsiniz.